Antalya'nın yüksek kesimlerinde meydana gelen dolu ve hortum felaketi, yerel halkı derinden etkiledi. Geçtiğimiz günlerde aniden bastıran kötü hava koşulları, tarım alanlarını tahrip etmekle kalmayıp aynı zamanda içeride yaşayan insanların evlerini de tehdit etti. Özellikle Çamyuva, Kemer ve Finike bölgelerinde yaşanan bu felaketin yarattığı tahribat, bölge halkının gözyaşlarına boğulmasına neden oldu.
Antalya'nın bu yıl aniden değişen hava durumu, çiftçileri ve tarım işçilerini zor bir duruma soktu. Dolu yağışı neticesinde çok miktarda sebze ve meyve ağaçları ciddi hasar gördü. Bölgede üretilen narenciye, domates ve nar gibi ürünler, ağır dolu yağışı nedeniyle yerle bir oldu. Çiftçiler, yıllarca emek verdikleri tarlalarının bir anda yok olduğunu görerek gözyaşlarına boğuldular. Onların yaşadığı üzüntü, yalnızca maddi kayıplarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda ailelerinin gelecekleri konusunda da büyük bir belirsizlikle karşı karşıya kaldılar.
Hortumun da etkisiyle bazı evlerin çatılarında hasarlar meydana geldi, araçlar dükkânlarda beklerken hasar gördü. Belirli alanlarda toprak kaymaları yaşandı ve bazı yollar trafiğe kapandı. Mahalle sakinleri, yaşanan bu olayları gözyaşlarıyla anlatırken, "Yıllardır bu topraklarda çalışıyoruz, ama şimdi ne yapacağımızı bilemiyoruz" diyerek duygularını dile getirdi. Acının büyüklüğü, bölgedeki insanlar arasında dayanışma duygusunu da artırdı. Komşular birbirlerine yardım ederek, dayanışma içinde bu zor zamanları atlatmaya çalışıyorlar.
Felaketin ardından bölgeye gelen yetkililer, hasar tespit çalışmalarına hızla başladı. Tarım ve Orman Bakanı, olayın meydana geldiği günden itibaren etkili bir yardım çalışması başlatacaklarını ilan etti. “Çiftçilerimizin, bölgemizin yeniden ayağa kalkması için gereken tüm desteği sağlayacağız” dedi. Yetkililerin bu vaadi, bölge halkı için umut ışığı oldu. Ancak yaşanan hasarın boyutları oldukça büyük olduğundan, uzun bir süreç gerektiği ifade ediliyor.
Bölgede kurulan kriz masaları, vatandaşların talep ve isteklerini dinleyerek yardım sürecini koordine etmeye çalışıyor. Yerel esnaf da kendi imkanlarıyla insanlara yardımcı olmaya çalışırken, sosyal medya üzerinden bir dayanışma kampanyası başlatıldı. İnsanlar, bulundukları illerden bu bölgeye destek sağlamak için yardım gönderiyorlar.
Bu felaket, Antalya’nın tarım ve turizm sektöründe de büyük bir kaygıya yol açtı. Tarımsal üretimin düşmesi, gelecek yılında ciddi etkiler yaratacağından, çiftçiler önemli bir belirsizlikle karşı karşıya kalıyor. Özellikle yaz tatilinin yaklaşması ve turistlerin Antalya’yı tercih etmesi göz önüne alındığında, bölgenin turizm potansiyeli de bu dönüşümlere göre şekillenmek zorunda. Zaten zor zamanlar geçiren bölgede, çiftçilerin yaşadığı sıkıntılar, sektörü kontrolsüz bir duruma dönüştürebilir.
İlerleyen günlerde Antalya'nın bu durumdan nasıl etkileneceği merakla bekleniyor. Bütün bunların yanı sıra halk, birbirine destek olmanın huzurunu ve dayanışmanın getirdiği gücü duyuyor. Unutulmamalıdır ki zorlu günler geçici, dayanışma ruhu her daim kalıcıdır.