Gazze'deki sağlık sistemi, yıllardır süregelen çatışmalar ve kısıtlı kaynaklar nedeniyle zor bir dönemeçten geçiyor. Son günlerde, özellikle yenidoğan bakımında yaşanan sıkıntılar gündeme damgasını vurmuş durumda. Doktorlar, birden fazla bebeğin aynı kuvözde bulunduğu durumların yaşandığını ve bu şartların ölüm riski taşıdığını vurguluyor. Gazze'deki sağlık kuruluşları, savaş ve ambargo nedeniyle meydana gelen malzeme eksikliği, yetersiz sağlık personeli ve artan hasta sayısıyla başa çıkmakta zorlanıyor.
Gazzeli sağlık çalışanları, bebeklerin yaşamsal ihtiyaçlarına cevap verebilmek için hayatta kalma mücadelesi verirken, kuvöz eksikliğinin getirdiği zorluklarla boğuşuyorlar. Doktorlar, hastanelerde sadece bir veya iki cihazın olması nedeniyle, kritik durumdaki yenidoğanların yetersiz fiziksel koşullarda tedavi görmesini sağlamak zorunda kalıyorlar. Bu durum, bebeklerin enfeksiyon kapma ihtimalini artırırken, aynı zamanda sağlık sisteminin çökmesine de neden oluyor. Bazı hastanelerde, bebekleri hayatta tutmak amacıyla yaratıcı çözümler arayan doktorlar, birçok bebeği aynı kuvözde tedavi etmek zorunda kaldıklarını belirtiyor. “Kuvöz başına üç veya daha fazla bebek sığdırmaya çalışıyoruz,” diyen doktorlar, bu uygulamanın son derece riskli olduğunu ifade ediyor.
Yaşanan dramın yanı sıra, doktorlar, halkın yaşadığı bu zor günlerde acil bir destek çağrısında bulunuyor. Türkiye ve Arap ülkeleri başta olmak üzere, uluslararası sağlık kuruluşlarının Gazze’ye acil malzeme yardımı yapması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, “Her an her şeyin sona erebileceği büyük bir kriz yaşıyoruz,” ifadelerini kullanıyor. Gazze'deki sağlık çalışanları, tıbbi malzemeler ve kuvözlerin yanı sıra, deneyimli hemşirelere ve bakıcılara da ihtiyaç duyuyor. Bu zorlu süreçte, yerel sivil toplum kuruluşları ve uluslararası yardım organizasyonları, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla iş birliği yapmanın önemini kabul ediyor.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen yardım çağrıları, Gazze'deki sağlık sisteminin çöküşünü önlemek için büyük bir umut kaynağı olmuş durumda. Ancak, bu yardımları zamanında bantlamak, insanların hayatını kurtarmak açısından kritik bir öneme sahip. Her geçen gün artan hasta sayısı ve yetersiz altyapı, Gazzeli doktorları çaresiz durumda bırakıyor. Bebekler için gerekli olan temel tıbbi ürünlerin eksikliği, öldürücü sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, Gazze'deki sağlık sisteminin desteklenmesi ve krizle başa çıkabilmesi için uluslararası dayanışmanın güçlendirilmesi kaçınılmaz görünüyor.
Sonuç olarak, Gazze'deki sağlık krizi, yalnızca yerel bir sorun değil, aynı zamanda uluslararası toplumu ilgilendiren bir insani krizdir. Sürekli artan hasta sayısı ve kısıtlı kaynaklar, doktorları zor bir seçimin eşiğine itiyor. Hem yerel hem de uluslararası aktörlerle iş birliği yapıldığında, Gazze’deki sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve bebeklerin hayatlarının kurtarılması mümkündür. Eğer bu destek sağlanmazsa, Gazze'deki sağlık sisteminin tamamen çökmesi ve masum bebeklerin hayatlarını kaybetmesi riski bulunmaktadır. Doktorların çaresiz çığılığına kulak verilmesi, bu insani kriz ile başa çıkma çabalarının mümkün kılınabilmesi için kritik bir adımdır.