Hastane kapısından içeri adım atan bir hasta, genellikle sağlık durumuyla ilgili endişelerini gidermeyi umar. Ancak Osman Yıldız'ın (42) hikayesi, tüm bu beklentilerin çok ötesinde bir durumu gözler önüne seriyor. Yıldız, devlet hastanesine gittiği gün, hayatının en büyük şokunu yaşadı. Yürüttüğü işlemler sırasında, yedi yıldır ölü olarak kaydedildiğini öğrenmesi, onu derin bir çaresizliğe sürükledi. Bu durum, aslında hayatının her döneminde karşılaştığı birtakım zorlukların ve karmaşık bir bürokrasi sisteminin sonucuydu.
Osman Yıldız, 2016 yılında resmi kayıtlarda “ölü” olarak görünmeye başladı. O dönemde başına gelen olaylar ve sağlığıyla ilgili sorunlar, yanlış anlaşılmalarla birleşince, devlet dairelerinde onun adını ölüler listesine eklemelerine neden oldu. Gerekli tüm belgeleri sağlamasına rağmen, bu durumu düzeltmek için yaptığı başvurular hep bir sonuçsuz kaldı. İşte bu yanlışlık, Yıldız’ın hem sosyal hem de ekonomik yaşantısını alt üst etti. Çeşitli sosyal yardımlardan mahrum kalan Yıldız, sık sık resmiyette bu durumu düzeltmeye yönelik adımlar atsa da, gerekli işlemleri tamamlamaktan bir türlü umut bulamadı.
Birçok kişi için hayat, sağlık raporu almak kadar basit bir süreçtir. Ancak Osman için bu süreç, bin bir güçlükle doluydu. Sağlık raporu alabilmek adına hastaneye gittiğinde, sağlık çalışanları kendisine “Özür dileriz, sistemde ölü olarak görünüyorsunuz” yanıtını verirken, hayal kırıklığı ve kafa karışıklığı içinde kaldı. Daha önce devlet dairelerinde yaptığı başvurularda gerekli belgelerine rağmen sonuç alamayan Yıldız, son çare olarak basının ilgisini çekti. Bu da, farkındalık oluşturmak adına önemli bir adımdı.
Osman Yıldız, "Ben yaşıyorum ve bu şartlardan kurtulmak istiyorum," diyerek durumu çözmek için elinden geleni yaptığını belirtti. Kendisine yapılan yanlış kaydın düzeltilmesi için uzun bir mücadeleye girmek zorunda kaldı. Belge ve evrak yığınları arasında kaybolmuş durumdaydı. Yaşadığı toplumsal damgalanma ve dışlanma, onu derinden etkiledi. Elde ettiği tüm belgelerle birlikte yeniden hastaneye başvurmasını takiben, bazı bürokratlar orada yaşanan bu durumu ciddiye almadı. Ayrıca Osman Yıldız'ın, sağlık raporu almak için başvurduğu hastane, durumun ciddiyeti hakkında kafa karışıklığı yaratıp onu bir lanet gibi etkileyen bu kaydı düzeltmek konusunda da yetersiz kaldı. Aile içinde de derin yaralar açan bu durum, birkaç akrabasının da onunla görüşmemesine yol açtı. Yıldız gibi insanların hukuksal anlamda haklarını araması ise sistemin karmaşıklığı ve zorlukları nedeniyle neredeyse imkansız hale geldi. Osman Yıldız’ın hikayesi aynı zamanda, devlet dairelerinde yaşanan aksaklıkların ve bireylerin karşılaştığı zorbalığın ve mahrumiyetin bir yansıması olarak da karşımıza çıkıyor. Her ne kadar bir çok insan sağlık raporunu kolaylıkla alırken, Osman gibi birkaç kişi için bu süreç gerçekten imkansız hale gelebiliyor.Sonuç olarak, Yıldız'ın yaşadığı bu olay, devletin kayıtları ve bireylerin hakları arasında nasıl bir uçurum olabileceğini gözler önüne serdi. "Ölü" olarak kaydedilmek, bir bireyin yaşam kalitesini alt üst etmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal hayatta da önemli kayıplara yol açar. Umarız Osman Yıldız ve benzeri durumdaki insanlar, hızlı ve etkili bir şekilde haklarını elde edebilirler.