Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'de hem siyasetçi hem de sinemacı kimliğiyle tanınan önemli bir figürdür. 1960 yılında İstanbul'da doğan Önder, hem sanatsal yetenekleri hem de siyasi duruşu ile geniş bir kitleye ulaşmıştır. Eğitim hayatına İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde devam etmiştir. Ancak Önder, kariyerine daha çok sinema ve tiyatro alanında atılım yaparak yön vermiştir. 1990’lı yıllarda ünlü yönetmenler ile yaptığı projelerle dikkat çeken Önder, Tarkan, Korkuyorum Anne, Kış Uykusu gibi önemli yapımlarda görev almıştır. Önder’in sanatsal kariyeri, özellikle toplumun çeşitli kesimlerine olan duyarlılığı ile birleşince, onu sadece bir sanatçı olmanın ötesine taşıyarak, bir aktivist durumuna getirmiştir.
Sırrı Süreyya Önder, sanat kariyerinin yanı sıra, siyasi arenada da aktif bir figür olarak dikkat çekmektedir. 2007 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) milletvekili olarak seçilen Önder, 2011 seçimlerinde de aynı başarıyı göstermiştir. Türkiye'nin demokratikleşme sürecine katkıda bulunmak için çaba göstermiştir. Özellikle Kürt sorununa dair yaptığı açıklamalar ve katıldığı panel ve etkinlikler, onu Türkiye'deki önemli muhalefet figürlerinden biri haline getirmiştir. Sırrı Süreyya Önder, siyasi fikriyatını sürekli olarak ilerletmiş ve toplumun en üst düzeyde temsil edilmesi için çaba göstermiştir. Sosyal adalet, eşitlik gibi kavramlar onun siyasi mücadelesinin temel taşları olmuştur.
Son dönemlerde Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumu ile ilgili endişeler gündeme gelmiştir. Aslında 2020 yılında kanser tedavisi görmeye başlayarak sağlık sorunlarıyla boğuştuğunu kamuoyuna duyurmuştu. Özellikle halk arasında “kanser” kelimesinin yanında sıkça anılması, Önder’in verdiği mücadeleyi daha da anlamlandırmıştır. Sırrı Süreyya Önder, yaşadığı bu zor süreçte bile umudunu yitirmeden halkına ve sevenlerine moral vermeye çalıştı. Hayata olan tutkunun, yaşam mücadelelerinin bir parçası olduğunun bilinciyle, bu zor günleri geçireceğine olan inancı kalabalık bir kitle tarafından desteklenmiştir. Önder'in hastalığına dair sosyal medyada yapılan paylaşımlar, hem destek hem de merak uyandırmıştır.
Önder’in durumu yalnızca kişisel bir sağlık meselesi olmayıp, aynı zamanda toplumun dikkatini çektiği konular üzerinde de önemli bir sembol haline gelmiştir. Özellikle halk sağlığı sorunlarına dikkat çekilmesi ve bu konuda sosyal sorumluluk projelerinin artması adına bir örneklik oluşturması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Kanser hastalığı gibi ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele eden bireylerin daha görünür hale getirilmesi, toplumsal bir mücadele alanını da yaratmaktadır. Önder’in bu girişimi, kamuoyunun daha fazla bilinçlenmesine vesile olmuştur. Şimdi gözler Önder’in iyileşme sürecine ve sanat ile siyaset arenasındaki potansiyeline çevrilmiştir.
Sırrı Süreyya Önder’in hem sanatı hem de siyasetiyle ilgili yaşadıkları, sadece bireysel bir hikaye değil; Türkiye’deki toplumsal değişim ve dönüşümün de bir yansımasıdır. Onun yaşamı ve verilmiş olan mücadele, yalnızca kendi değil toplumun benzeri sorunları olan bireyler için de ilham kaynağı olmaktadır. Sağlık durumu, kariyeri ve topluma verdiği değerlerle Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'nin önemli yüzlerinden biri olarak kalmaya devam etmektedir. Gelişmeleri merakla takip edilirken, sanat ve siyaset alanındaki mücadelesinin de hayata geçmesini bekleyerek, umutlarla dolu bir süreç geçireceği inancı, sevenlerinin yüreğinde hep taze kalacaktır.